Berlin Alevi Toplumu-Cemevi olarak son zamanlarda Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’na (AABK), Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu’na (AABF) ve AABF İnanç Kurulu’na yapılan saldırıları şiddetle kınıyoruz. Yapılan saldırılara ve birliğimize göz dikenlere iki çift sözümüz var:
YOL’A İHANET, HALKA İHANETTİR!
Pirlerimiz ve Analarımızdan öğrendiğimiz; “Doğru duvar yıkılmaz” düsturuyla, kendisine güvenen, sarsılmaz, kararlı ve ilkeli bir şekilde Yol’una sahip çıkan, “Dönen dönsün, ben dönmezem Yol’umdan” diyen Aleviler ve Alevi örgütlülüğümüz; her türlü katliam, baskı, zulüm ve ihanete rağmen bu güne kadar, olduğu gibi, boyun eğmeden, bundan sonrada yoluna, aynı karalılıkla devam edecektir.
Tüm Türkiye’de faşizan ve dindar bir sistemi kurumsallaştıran Tayyip Erdoğan hükumeti, emrindeki TİKA ajansı ve bu onların yalaka medyası; Avrupa Alevi Hareketi’ne yönelik iftira ve yalanlarına, kendisini Alevi kurumu ve Alevi temsilcileri olarak pazarlayanlarla birlikte, cansiperane bir şekilde devam etmektedir. Belli ki, bu gri pasaportlu dedeler ve onlar gibileri emirleri büyük yerlerden almışlar.
Peki, AABF’ye neden saldırıyorlar?
1. AABK ve AABF‘nin, Türkiye’deki korku düzenini sarsan, buna itiraz eden güçlü, sosyal, inançsal örgütler olmaları.
2. AABF olarak Almanya okullarında, ilk ve orta öğretimde, kendi öğretmenlerimizle Alevilik dersleri vermemiz.
3. AABF’nin Alman üniversitelerinde Alevilik kürsülerinin kurulmasını sağlaması.
4. AABF’nin, Federal Almanya devleti ve eyalet hükümetleriyle yaptığı Hak-Eşitliği Anlaşmaları ve devletin resmi kurumlarında temsil hakkı elde etmesi.
5. Bütün saldırı, iftira ve yalanlara rağmen, Aleviler‘in bunlara inat AABF çatısı altındaki birlikteliği.
6. ‘Alisiz Aleviler’ iftiralarının aksine Hak-Muhammed-Ali, Ehlibeyt, Oniki İmamlar ve Geleneksel Alevi değerlerini sahıp çıkan, “yol bir sürek bin bir” şiarıyla bu güne dek gelmesi.
7. Federal Almanya ve Avrupa‘da Cemevleri‘nin sayısal olarak artışı ve Cemevleri‘nin Aleviler‘in ibadet yeri olduğunun, resmi olarak kabul görmesi.
8. Türkiye’nin aksine Almanya’da, Aleviler’in hapishanedeki tutuklulara Dede gönderebilme hakkı elde etmeleri.
9. Türkiye’yi karanlık bir tünele sokan çağ dışı zihniyete karşı, AABF ve AABK’nun yukarıda saydığımız kazanımlarıyla Türkiye’deki Aleviler için, karanlığı delen bir ışık ve umut olmasıdır.
Bunlardan dolayıdır ki, Türkiye Cumhuriyeti‘nin tüm çabalarına rağmen bu güne kadar başaramadığını, bu hınzır ihanetçiler eliyle başarmak, bu karanlığı aydınlatan ışığı söndürmek, Aleviler‘i umutsuzluğa düşürerek teslim alıp, Aleviliği ve Alevi örgütlülüğünü bitirmek istemektedir.
Ama unutuyorlarki, bu ışık, Avrupa‘daki Alevi Bektaşi Kızılbaşlar‘ın göz nuru, alın
teri, vicdanı, ahlakı, varlık gerekçesidir. Bütün bu değerlerle yaratılan bu ışığı söndürmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.
Aleviler; Pirler‘ini ve Analar‘ını Hâk bilmiş, “Yetiş ya Pirim” demiş, önünde dara durmuştur. Çünkü, Pir’inin ve Ana‘sının aklına, ahlakına, vicdanına inanmış, güvenmiştir. Çünkü Pir’i ve Ana‘sı merttir, cömerttir, turaptır. Onlara, yalan söylemek, iftira atmak, yezidin sofrasına oturmak yakışmaz.
Kendisini ‘‘Alevi İslam Toplumu‘‘ diye adlandıran oluşumun mensuplarının, özünde Tayyip’in, Diyanet‘in ve gri pasaportlu sahte Alevi dedelerinin çıkardığı, “AABF Kuruluş Amacına Dönmeli” bildirisinde dile getirilen yalan, iftira ve karalamalara bakınca, zalimin elindeki baltaya sap olanlarda vicdan ve ahlakın zerresinin olmadığını görüyoruz. Yol‘una ihanet eden ‘‘Hızır Paşalar‘‘ herşeyi yaparlar; yol ve erkanlarımızı yürüten Hak-Muhammed-Ali diyen Pir ve Ana’larımıza bile hakaret etme cürretini kendilerinde görebiliyorlar.
Tarihte direnenlerin yanında ihanet edenler hep olmuştur. Ama tarihi yazanlar hep direnenler olmuştur. Avrupa Alevi Hareketi‘ni bölmek ve yıkmak için, bu devlet çok ihanetçi kullandı. Bunlar Yol’a değil, yolsuza talip olanlardır. Bu ‘‘Yol Düşkünleri‘‘ bilmeli ki ihanet kaybedecek, kazanan Aleviler ve Alevi örgütlülüğü olacaktır. Bu ihanet damgası tarihte, alnınıza kara leke olarak yazılacaktır ve ebedi kalacaktır.
Ya Hızır, ya Hak-Muhammed-Ali diyenlerin davası, sizin gibi kapıkullarıyla değil, o kapıyladır! Bunu böyle bilesiniz!
Berlin Alevi Toplumu – Cemevi
YOL’A İHANET, HALKA İHANETTİR!
Pirlerimiz ve Analarımızdan öğrendiğimiz; “Doğru duvar yıkılmaz” düsturuyla, kendisine güvenen, sarsılmaz, kararlı ve ilkeli bir şekilde Yol’una sahip çıkan, “Dönen dönsün, ben dönmezem Yol’umdan” diyen Aleviler ve Alevi örgütlülüğümüz; her türlü katliam, baskı, zulüm ve ihanete rağmen bu güne kadar, olduğu gibi, boyun eğmeden, bundan sonrada yoluna, aynı karalılıkla devam edecektir.
Tüm Türkiye’de faşizan ve dindar bir sistemi kurumsallaştıran Tayyip Erdoğan hükumeti, emrindeki TİKA ajansı ve bu onların yalaka medyası; Avrupa Alevi Hareketi’ne yönelik iftira ve yalanlarına, kendisini Alevi kurumu ve Alevi temsilcileri olarak pazarlayanlarla birlikte, cansiperane bir şekilde devam etmektedir. Belli ki, bu gri pasaportlu dedeler ve onlar gibileri emirleri büyük yerlerden almışlar.
Peki, AABF’ye neden saldırıyorlar?
1. AABK ve AABF‘nin, Türkiye’deki korku düzenini sarsan, buna itiraz eden güçlü, sosyal, inançsal örgütler olmaları.
2. AABF olarak Almanya okullarında, ilk ve orta öğretimde, kendi öğretmenlerimizle Alevilik dersleri vermemiz.
3. AABF’nin Alman üniversitelerinde Alevilik kürsülerinin kurulmasını sağlaması.
4. AABF’nin, Federal Almanya devleti ve eyalet hükümetleriyle yaptığı Hak-Eşitliği Anlaşmaları ve devletin resmi kurumlarında temsil hakkı elde etmesi.
5. Bütün saldırı, iftira ve yalanlara rağmen, Aleviler‘in bunlara inat AABF çatısı altındaki birlikteliği.
6. ‘Alisiz Aleviler’ iftiralarının aksine Hak-Muhammed-Ali, Ehlibeyt, Oniki İmamlar ve Geleneksel Alevi değerlerini sahıp çıkan, “yol bir sürek bin bir” şiarıyla bu güne dek gelmesi.
7. Federal Almanya ve Avrupa‘da Cemevleri‘nin sayısal olarak artışı ve Cemevleri‘nin Aleviler‘in ibadet yeri olduğunun, resmi olarak kabul görmesi.
8. Türkiye’nin aksine Almanya’da, Aleviler’in hapishanedeki tutuklulara Dede gönderebilme hakkı elde etmeleri.
9. Türkiye’yi karanlık bir tünele sokan çağ dışı zihniyete karşı, AABF ve AABK’nun yukarıda saydığımız kazanımlarıyla Türkiye’deki Aleviler için, karanlığı delen bir ışık ve umut olmasıdır.
Bunlardan dolayıdır ki, Türkiye Cumhuriyeti‘nin tüm çabalarına rağmen bu güne kadar başaramadığını, bu hınzır ihanetçiler eliyle başarmak, bu karanlığı aydınlatan ışığı söndürmek, Aleviler‘i umutsuzluğa düşürerek teslim alıp, Aleviliği ve Alevi örgütlülüğünü bitirmek istemektedir.
Ama unutuyorlarki, bu ışık, Avrupa‘daki Alevi Bektaşi Kızılbaşlar‘ın göz nuru, alın
teri, vicdanı, ahlakı, varlık gerekçesidir. Bütün bu değerlerle yaratılan bu ışığı söndürmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.
Aleviler; Pirler‘ini ve Analar‘ını Hâk bilmiş, “Yetiş ya Pirim” demiş, önünde dara durmuştur. Çünkü, Pir’inin ve Ana‘sının aklına, ahlakına, vicdanına inanmış, güvenmiştir. Çünkü Pir’i ve Ana‘sı merttir, cömerttir, turaptır. Onlara, yalan söylemek, iftira atmak, yezidin sofrasına oturmak yakışmaz.
Kendisini ‘‘Alevi İslam Toplumu‘‘ diye adlandıran oluşumun mensuplarının, özünde Tayyip’in, Diyanet‘in ve gri pasaportlu sahte Alevi dedelerinin çıkardığı, “AABF Kuruluş Amacına Dönmeli” bildirisinde dile getirilen yalan, iftira ve karalamalara bakınca, zalimin elindeki baltaya sap olanlarda vicdan ve ahlakın zerresinin olmadığını görüyoruz. Yol‘una ihanet eden ‘‘Hızır Paşalar‘‘ herşeyi yaparlar; yol ve erkanlarımızı yürüten Hak-Muhammed-Ali diyen Pir ve Ana’larımıza bile hakaret etme cürretini kendilerinde görebiliyorlar.
Tarihte direnenlerin yanında ihanet edenler hep olmuştur. Ama tarihi yazanlar hep direnenler olmuştur. Avrupa Alevi Hareketi‘ni bölmek ve yıkmak için, bu devlet çok ihanetçi kullandı. Bunlar Yol’a değil, yolsuza talip olanlardır. Bu ‘‘Yol Düşkünleri‘‘ bilmeli ki ihanet kaybedecek, kazanan Aleviler ve Alevi örgütlülüğü olacaktır. Bu ihanet damgası tarihte, alnınıza kara leke olarak yazılacaktır ve ebedi kalacaktır.
Ya Hızır, ya Hak-Muhammed-Ali diyenlerin davası, sizin gibi kapıkullarıyla değil, o kapıyladır! Bunu böyle bilesiniz!
Berlin Alevi Toplumu – Cemevi