Avrupa’da yaşayan Alevilerin çatı kurumu Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’nun elde ettiği hukuksal ve demokratik kazanımlar, iktidarı ve bazı kesimleri belli ki rahatsız ediyor.
Türkiye’de toplumsal barış ihtiyacımız olan bir dönemde, eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Haber Türk televizyonunda, Almanya’da Alevilerin Almanya istihbaratının güdümünde olduğunu ve FETÖ’nün yerine kullanılacak kesimler olarak gösteriyor. Bunları da “Alisiz Aleviler” olarak tanımlıyor. Oysa Avrupa’da 300 Alevi kurumu vardır, ama hiçbirinde “Alisiz Alevilik” yoktur.
Bu iftiralarını da “istihbarat raporlarına” dayandırıyorlar.
“Dış düşmanların güdümü” iftiraları ve Alevilerin istihbarat raporlarında yer alması yeni değildir. Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde sürekli “tehdit” görülmüşlerdir.
Kapılarına konulan kırmızı çarpıları ve yaşanılan Alevi katliamlarının üstünü örtenler, Alevilerin eşit haklar talebini de “bölücülük” görmektedirler.
Nefret, iftira, yalan ve düşmanlaştırıcı retorik üzerinden Türkiye’de yaşayan Alevilere, Avrupa’daki Alevileri düşmanlaştırarak gözdağı verilmek isteniyor. Yani tam bir rezalet!
Avrupa’da yaşayan Türkiyeli göçmenlerin yaklaşık yüzde 30’nu Aleviler oluşturuyor. Avrupa Birliği’nin ‘Çok kültürlülük politikası’nın, Avrupa Alevi toplumunun kazanımlarında önemli payı var.
Bu politikalar ve inanç özgürlüğüne dair hukuksal güvenceler içeren “Hak Eşitliği” Alevilerin de, yaşadıkları toplumda kabul görmesini ve entegrasyon süreçlerini desteklemiştir.
Avrupa’nın birçok ülkesinde örgütlü olan Aleviler 9 federasyon, 300 Alevi Kültür Merkezi ve 100 binin üzerinden kayıtlı üyesi ile Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) çatısı altında birleşmiştir.
Çok kültürlülük ve eşit haklar politikası ile Avrupalı Aleviler birçok kazanım elde etmiştir.
♦ Alevilik Almanya, İngiltere, İsviçre, Danimarka, Avusturya ve İsveç’te bir inanç grubu olarak tanınmıştır.
♦ Cemevleri ibadet ile sosyal ve kültürel mekân olarak tanınmıştır.
♦ Alevilik derslerinin okullarda verilmesi kabul edilmiştir.
♦ Federal yapıya sahip olan Almanya’da, Alevilerin tek resmi temsilcisi olan AABF ile Eyaletler düzeyinde “Hak Eşitliği Anlaşması” imzalandı.
♦ Üniversitelerde Alevilik kürsüsü kuruldu.
♦ Almanya Radyo ve TV üst kurulunda temsil ediliyorlar.
Buna karşılık, Aleviler kendi ülkesinde eşit hakların tek bir kırıntısına bile sahip değildir.
Avrupa’da yaşayan Aleviler bu kazanımları, Türkiye´de de talep ettikçe, AKP Hükümeti ve bazı odaklar Avrupa Alevi hareketini “Alisiz Alevilik” ve “Avrupa ülkelerinin istihbaratlarının güdümündeler” gibi gülünç, komik, mesnetsiz, iftira ve hasmanece tutum üzerinden itibarsızlaştırmak yolunu seçiyorlar.
Çünkü Alevilerin Avrupa’daki hak eşitliği kazanımları AKP Hükümeti’ni zora sokuyor ve uluslararası toplumun nezdinde cevap veremez hale getiriyor.
Avrupa yasalarını ve temel haklar karşısındaki tutumlarını bilinmedikleri ve bilgisizliklerinden dolayı, kasıtlı olarak Avrupa Alevi kurumlarını “Alisiz Alevilik” ve “Alman istihbarının kullandığı” gibi ötekileştirici provokasyon politikasına sığınıyorlar. Ya da Avrupa ülkelerinde Aleviliğin tanınma süreçlerini, “Avrupa Alevileri kullanarak Müslümanları bölüyor” gibi kutuplaştırıcı argümana sarılıyorlar.
Oysa Türkiye, Alevi taleplerini güvenlikçi, asimilasyon politikaları yerine, hukukun öngördüğü temel hak eşitliği ilkesi ile demokratik zeminde almayı sağlamalıdır. Ama mevcut iktidar da, önceki iktidarlar gibi, eşit hak talebi karşısında “iç düşman” ve “dış düşman” argümanına sığınıyor.
BirGün – Turan ESER